top of page

Temrinler


Konuşma Becerileri Geliştirmek İçin Alıştırmalar


A


a sesi; kalın, düz ve geniş bir ünlüdür. A sesi çıkarılırken dil, bir tümsek oluşturarak ağzın arka bölgesinde bu sesin boğumlanmasını sağlar. Dilimizde üç farklı a sesi vardır. Kalın a, normalde kullandığımız sestir.


İnce A


g, k ve l seslerinden sonra gelen a sesi, bazen ince söylenir. İnce söylenen a sesinde il tümsekliğini kaybeder ve bu ses ağzın ön tarafına doğru kayar. Örnek; hikâye, dükkân, kâmil, kâğıt, gâvur, rengârenk, karargâh, rüzgâr, lâstik, lâcivert, plân. İnce söylenen a sesi, g ve k'lerden sonra gelirse yazıda da düzeltme işaretiyle gösterilir.


Uzun A


Türkçe kelimelerde uzun ünlü bulunmaz. Yabancı (özellikle Arapça) dillerden Türkçemize girmiş kelimelerde rastlarız. Örnek; katil, hakim, bahane, şahane, nane, seyahat, alim, name, gafil.


Abanadan Adana'ya abarta abarta apar topar ahlatla ağdalı avuntucu ahmak Ahmet'in avandanlıklarını aparanlardan Acar Abdullah ile akıllı Abdi akşam akşam bize geldi.


Azerbaycanlı ayyaş azgın ayvaz aşçı Ayşe'yi aysız ayvanda azdırınca aşık Azmi'nin azabı ayyuka çıktı.


B


Çift dudak ünsüzüdür. Ötümlü (yumuşak) ve patlamalıdır. Kelime sonunda bulunmaz.

Babaeskili babacan Bahri beberuhi Bedri ile bıyıksız bıçkıcı bıngıldak Bahir’in Bigadiç'teki bonbon bonmarşesine varmışlar, o adadakilerin yüzlerine bön bön bakarak, büyülü büyük buhurdanlığı buğulu buğulu boşaltıp bomboş bırakmışlar, sonra da Bodrumda gözden kaybolmuşlar.

Bon bon yiyen bön bön bakar.

Ballandıran dalları ballandırmalı mı ballandırmamalı mı, sonra o bala daldırılan baldıran dallarını dallandırmalı mı, ballı dalı dallandırmalı mı?

C

Diş-damak ünsüzüdür. Yumuşak ünsüz olup sızıcıdır. Dişler birbirine yaklaşık, dil ucu üst dişlerin üzerinde damağa değmektedir. Dudaklar açıktır.

Cibinlikçi Cicoz Civan, Coğrafyacının cüppesini çıkarmaya cür’et etti.

Cikcikleyen civciv cıvık cıvık camcını cebinden Cemil'in ucuz gocuğuna cuppadak cıvıkladı.

Cemil, Cemile, Cemal cumaları cilacı cüce Canip'in cicili bicili cumbalı ciltevinde cümbür cemaat cacıklı civcivle cücüklü cacık yerler. Sonra da Cebecili cingöz coğrafyacının cinci ciciannesinin cırcırböceğini dinlerler.

Ocak kıvılcımlandırıcılardan mısın, kapı gıcırdamalarından mısın? Ne ocak kıvılcımlandırıcılarındanım, ne kapı gıcırdatıcılarındanım.


Ç

Diş damak ünsüzüdür. Patlamalı, sızıcı ve sert ünsüzdür. Dişler, kapalı, dil c sesinin tersine alt dişlerin bitiminde alt damağa değmektedir. Dudaklar açık olup sert ünsüz olduğundan hava dışarıdan hissedilir. Sert ünsüzlerin telaffuzunda el dudaklara yaklaştırıldığında bir hava hissedilir.

Çankırılı çaylak, çapulcu çavuşunun çarıklarını çarçur etmiş.

Çilli çekici çılgın çocuk çökük çardağın çerçevelerini çekiç ile çiviledi.

Çatalca'da topal çoban çatal yapıp çatal satar. Nesi için Çatalca'da topal çoban çatal yapıp çatal satar? Kim için Çatalca'da topal çoban çatal yapıp çatal satar.

Çatalağzı'nda çatalsız Çatalcalı çatalcısının çarpık çurpuk çalçene Çoruhluya çarptırmasına ne dersin? Çatalca'da topal çoban çatal yapıp çatal satar, nesi için Çatalca'da topal çoban çatal yapıp çatal satar? Kârı için Çatalca'da topal çoban çatal yapıp çatal satar.

Çarık çorap dolak, ben sana çarık çorap dolak mı dedim?

D

Damak ünsüzüdür. Yumuşak ve patlamalıdır. Dilin ön üst damakta diş köklerinin olduğu bölgeye temasıyla çıkar.

Dizini dişine değdirerek dışarıdaki dırdırları dinlemeden düşündüklerini uyan dümdüz döşü desen desen düğmeli Davut, düş düşlerken düşüp dönerek düşünceye dalmış.

Dadaylı dadımın Dodurgalı düdük delisi dedesi diline doladığı debdebeli dedim dedesiyle dırdırını dilinden düşürüp de bir kez olsun doya doya düden diyemeden, düdenin dallara doldurduğu doyumlu yemişlerden doyasıya yiyemeden darıdünyadan göçüp gitti.

Dır dır dırlananlar dışarıda dımdızlak dızlandılar.

Doksan dokuz dolaplı doktor dolandırıcı dondurmacıdan dopdolu doksan donuk dondurma dolabı aldı.


E

Geniş, düz ve ön (ince) ünlüdür. Dil ağızda yayılmış, dudaklar kenarlara doğru açılmış vaziyette ağzın ön kısmında söylenir. Çene hafif düşüktür. Dilimizde aynı söylenen iki ayrı e sesi vardır. Tarifi yapılan açık e’dir.


Kapalı E

Mahallî ağızlarda ve Osmanlı Türkçesinde gördüğümüz bir sestir. Bu sesin telaffuzunda ağız daha kapalı, dil ağız içinde kulaklara doğru yayılır. Özellikle ilk hecelerde rastlanılan bir sestir. Örnek; géce, démek, él (yabancı).

El eli tel teli sel seli sevse, el ele derviş dervişe hepsi el ele tel tele sel sele verse. Evlinin bir evi, evsizin bin evi var.

Eğer Eleşkirtli eleştirmen Eşref ile Edremitli Bedri'yi Ege'nin en iyi eğercisi biliyorlarsa, ben de Ermenekli Erdem Ergene'nin en iyi elektrikçisidir derim.

F

Sert, sızıcı ve diş dudak ünsüzüdür. Üst dişlerin alt dudağa saplanırcasına yapışmaları sonucunda çıkar.

Farfaracı Fikriye ile favorili fasa fiso Fahri Fatsalı Fatma'yı görünce, fesleğenci feylesof Feyyaz'ı, fındıkçı Ferhunde'yi anımsayarak feveran ettiler. Felemenkte Felemenklerin Felemenkçe mi konuştuklarını düşüne düşüne fertliği çektiler.

Fermanlı fabrikatör farmason Fuat; filden, fiilden, fısıltıdan, fosilden, flütten, fötrden fellik fellik kaçar.

Feraceli felç Fetiye fener yolunda fenerli Feride ile feryat ederek fenalaştı.

Flütçü Füsun fünvarı füzelle füzeledi.

G

Patlamalı damak ünsüzüdür. Dil sırtının damağın gerisini kapatmasıyla oluşur. İnce ünlülerle damağın ön kısmında, kalın ünlülerle damağın arka kısmında çıkar.

Güneyli girgin gammaz Galip Gâvurdağı'nda güpegündüz galeyana gelmiş de Gülgiloğlu Gaziantepli gazup gazinocuyu Gölköylü gitaristle birlikte Gümüşhane'ye göndermiş. Geçen gece Gemerek'ten Gediz'e gelen Gebzeli gezginci gizemcilerden gitarist general Genzel, gençlere, gerçek dışılıkla gerçeklik dışı ilişkiler arasında ne gibi bir geçerlilik gerçekliği olduğunu sordu.

Getirince el getirir, yel getirir, sel getirir; götürünce el götürür, yel götürür, sel götürür.

Gıdasızlıktan gıcır gıcır gıcırdayanlara gıdaklamaktan gına geldi.

Ğ

Bu ses, sızıcı, ötümlü bir yumuşak damak ünsüzüdür. “ğ” sesi, genel olarak kendisinden önceki ünlünün uzatılması yoluyla bir ünlü uzamasına yol açarak seslendirilir.

H

Ağız bölgesine gelen havanın çıkardığı ilk sestir. Gırtlak ünsüzü olup sert ünsüzdür.

Halıcı Halim hâlâ halamın hasa halısını Hallaç Halis' ten alıp Halime' ye vermemiş.

Hatimicilerin Haticesi haddehanede Hadi'nin hademesinin haddini bildirdi.

Hahamhanede hahambaşı hahamı homur homur homurdanır görünce, hemencecik heyecanlandı, hızlandı, hoşnutsuz hırçın halhallarla halkaları, halatları hallaçlara verdi.

Hödük höyükle höykürerek hörgücünü höpürdetti.

I

Kalın, düz ve dar bir ünlüdür. Söylenişte dudaklar hafif aralanır, dil ucu alt damağa diş köklerine değerek çıkar.

Iğdır'ın ığıl ığıl akan ılıman ırmağının kıyıları ıklım tıklım ılgın kaplıdır.

Ikıl ıkıl ıkınan ırgatlar ıstıraplı ılgarcılara ısrarla ıskota ısmarladılar.

Iğdır'dan ıhlamur, Ilıca'dan ılgındar, Işıklı'dan ısdarlık ısırgan ısmarlayan ırkçılar ısmarladıklarını ıssızda ıncalızla ısladılar.

İ

İnce, düz ve dar bir ünlüdür. Söylenişte dil hafif tümsek, dudakların köşesi kulaklara doğru açılır. Yabancı dillerden giren uzun i ünlüsüne şu gibi örneklerde rastlarız. Örnek; hakîkaten, yakînen, rezîl, kefîl, millî, tarîkat, ferdî, ailevî, fikrî, teklîf, dîvan, îma, bîçare, îzah.

İbibiklerin ibiklerini iyice iyileştirmek için ispiyoncu istifçi İbiş'in istif istiridyeleri mi, yoksa, İskilipli ispinoz işportacı İshak'ın işliğindeki ibrişimleri mi daha iyi, bilemiyorum.

J

Dişlerin birbirine yaklaşması, dudakların ileri uzatılması ve dil sırtının damağa doğru kalkmasıyla oluşur. Dil ucu da alt yumuşak damağa değmektedir.

Jimnastikçi Japon jeolog jiletle jalujileri açıp jübiledeki jüriyi jandarmaya jurnallemiş.

Jurnalci Jale ile jeneratör Müjgan Japonya'dan jilet, jant, jet, jeton, jambon, jelatin, jastiyer, jarse, japongülü getirdiler.

Jülide Jüpitere jübilesindeki jüri ile yalvardı.

K

Ötümsüz olan k, kalın ünlülerle kullanıldığında dil sırtının yumuşak damağa doğru yükselmesi, ince ünlülerle söylenirken dil önünün sert damağa tümsekleşmesiyle çıkarılır.

Kastamonu'nun Kandıra Kasabasında oturan Kenan Keklik karısının kafasını kundura kalıbıyla kırarak ölümüne sebep olmuştur. Kastamonu'nun Kandıra Kasabası'nda oturan Kenan Keklik karısının kafasını kundura kalıbıyla kırarak öldürdükten sonra Kastamonu'nun Kandıra Kasabası'nın kara duvarlı karakoluna teslim olmuştur.


Bizim tarlaya iki kırat ekrem kükrem ektik. Bu tarlaya bir erkek kürkü yarık kel kör kirpi, bir dişi kürkü yarık kel kör kirpi dadandı. Bilmiyorum ki erkek kürkü yarık kel kör kirpinin kürkünü dişi kürkü yarık kel kör kirpinin kürküne mi yamasam, Bilmiyorum ki dişi kürkü yarık kel kör kirpinin kürkünü erkek kürkü yarık kel kör kirpinin kürküne mi yamasam.

Keşkekçinin keşkeklenmiş keşkek kepçesi.

Değirmene girdi köpek, değirmende yedi kötek; hem kepek yedi köpek hem kötek yedi köpek.

Kırk kırık küp. Kırkının da kulpu kırık kara küp.

L

İnce ünlülerle kurulan kelimelerde dil ucunun diş etlerine dokunmasıyla, kalın ünlülü kelimelerde ise dil ucunun dişetlerine dokunurken dil sırtının damağa doğru yükselmesiyle çıkarılır.

Lalelide laleci Lami ladeste Lamia'nın lacivert lalesini aldı.

Dal sarkar kartal kalkar Kartal kalkar dal sarkar Karga kalkar dal sarkar Dal sarkar karga kalkar Karga kalkar dal sarkar Dal sarkar kartal kalkar Kartal kalkar dal sarkar Dal sarkar kartal kalkar


Bülbül güle gül gül dedi. Gül gülmedi gitti. Bülbül güle gül bülbüle yar olmadı gitti. Leyla ile Lalelili Lale'ye leblebi ile likör ikram etmiş. Lüpçüler, lütfen lüzumlu lüzumsuz lakırdıları bırakın da lüzferle rızk, rot, rop, rint, ring, ray, radyoaktivite nedir diye konuşun.

M

Çift dudak ünsüzü olup havanın ağızda kapatılmasıyla oluşur. Akciğerlerden gelen havanın hem ağza hem de burna geçirilmesiyle oluştuğundan burun sesidir diyebiliriz. Dudaklar içe doğru kapanıktır.

Bu mumcunun mumu umumuzun mumudur.

İbiş'le Memiş mahkemeye gitmiş. Mahkemeleşmiş mi mahkemeleşmemiş mi? Marmara'daki Karmarışlı mermerciler mermerciliği meslek edinmişler, ama Mamak'taki mamacılar manyetizmacılıkla marmelatçılığı meslek edinememişler.

Moskof model mosmor morarak modern mozayiklerde mola verdi.

Muhterem muhtarın Muşlu Muzaffer'le yaptığı mukavele muvakkat oldu.

N

Dilin damağın ön kısmına, diş köklerine dayanıp açılmasıyla seslendirilir. Akciğerlerden gelen havanın hem ağza hem de burna geçirilmesiyle oluşur. Bu sesin sağlıklı çıkması için geniz yolunun açık olması gerekir.

Nankör nalbant nalları nallamalı mı, nallamamalı mı? Nazik Nadide narinlikten namelerini Nallıhanlı nakkaş Nazif’e nankör Naci ile nakletti. Nufuzlu nüktedan nümayişçinin nümunelik nükteleri nüksetti.

O

Kalın, yuvarlak ve geniş ünlüdür. Söyleyişte çene açılır, dudakların alt ve üst köşeleri birbirine yaklaşarak dudaklar yuvarlaklaşınca ağızdaki boşluğun arkasında bu ses oluşur.

Oğlum oldu oydu beni; kızım oldu soydu beni.

Okmeydanı'nda Oğuzeli'ne otostop yap; Oltu'da volta at, olta al; Orhangazi’de Orhanelili Orhan’a otostopçulukla orostopolluk öğret; sonra da Osmancıklı Osman’a otoydu, totoydu, fotoydu say dök.


Ö

İnce, yuvarlak ve geniş bir ünlüdür. Dudakların alt ve üst köşeleri birbirine yaklaşır, dudaklar yuvarlaklaşarak ağızdaki boşluğun ön kısmında bu ses oluşur. Öküz ölür gönü kalır; yiğit ölür ünü kalır.


Özbezön’ün özbeöz Ödemişli öngörülü öğretmeni Özgüraslan ile Özgüruslan özellikle özerk ön öğretimde öylesine özverili, övünç verici ve övgüye değer kişiler ki, hani tüm öğretim örgütleri içinde en özgün örnek onlardır diyebilirim.

Ödemişli ödlek Ömer öksürüklü Özdemir'in örsünü örseledi.

P

Çift dudak ünsüzü olup dudakların birleşip açılmasıyla ve açılma esnasında dışarıya havanın sertçe çıkmasıyla meydana gelen patlamalı bir sestir.

Pireli peyniri perhizli pireler tepelerse pireli peynirler de pır pır pervaz ederler. Şu pikap o pikap, o pikap bu pikap.

Pohpohçu pinti Profesör pofur pofur pofurdayarak hınçla tunç çanak içinde punç içip pulvehzatör prospektüsünü papazbalığı biblosunun berisindeki papatya buketinin bu yanına bıraktıktan sonra palas pandıras Pülümürle Pötürgeden getirdiği pörsük pötikare pöstekiyi Paluluların Pıtırcık pazarında partenogenes pasaparolası ile pertavsız pervasız pervaz peysajını ve peronospora pestenkerani pestilini posbıyıklı pisboğaz pedagoga Pınarbaşı'nda beş etti.

Pinti pideci pişkin pideleri pijamalı pisboğaz piyadelere pirinçli pilavla pişirdi.

R

Ötümlü olan bu ses çıkarılırken dil ucu diş etlerine hafifçe çarpar. Dil sırtı geriye doğru kabarıp kenarları sert damağa yaklaşır.

Romanyalı robot Rober Roma’da romatizmaya tutuldu.

Rumelili Ruhi rüyada Rusya'daki Ruşen'le rumba oynamış. Bir berber bir berbere bire berber gel birader hep beraber Berberistan’ da bir berber dükkânı açalım diye bar bar bağırmış. Dal sarkar kartal kalkar Kartal kalkar dal sarkar Karga kalkar dal sarkar Dal sarkar karga kalkar Karga kalkar dal sarkar Dal sarkar kartal kalkar Kartal kalkar dal sarkar Dal sarkar kartal kalkar


S

Diş eti ünsüzüdür. Dil ucu diş köklerine yaklaşır ve hafif aşağı kıvrılırken aradan geçen havayla ötümsüz olarak sızar. Bu arada dudaklar açıktır. Dil, diş aralarına değdirilince bu ses peltek çıkar.

Şu yoğurdu sarımsaklasakta mı saklasak sarımsaklamasakta mı saklasak.

Semerci Semiz Selami seksen semerini Selamsız Selim’e sessiz sessiz devretti. Sıfırcı Sırık Sırrı sıfırını sınamak için Sındırgı' ya sığındı.

Sazende Şazi ile zifoz Zihni zaman zaman sizin sokağın sağ köşesinde sinsi sinsi fiskoslaşarak sizi zibidi Suzi'ye sonsuz ve sorumsuz sorgun ederler. Sason'un susuz sazlıklarında badece soğanla sarımsak yetişebileceğini söyleyen Samsunlu sebzecilerin sözüne sizler de sessizce ve sezgilerinize sığınarak inanabilirsiniz.

Sağmal inek sağdan sağar. Sağar Salih onu sağar.

Ş

Diş eti damak ünsüzü olup ötümsüzdür. Dişlerin birbirine, dil sırtının sert damağa yaklaşmasıyla havanın aradan sızması sonucu oluşur.

Paşa tasıyla üç tunç tas kayısı hoşafı. Paşa tasıyla üç tunç tas has hoş hoşaf.

Şu köşe yaz köşesi şu köşe kış köşesi, ortadaki soğuk su şişesi.

Şavşatlı Şaban, Şarkışlalı şipşakçı Sekip, Şişhane'den şeytankuşunu, şiş şişeyi şişlemiş, siye keşişe şiş demiş. Şemsiyeli şerbetçi Şefik, şehirli şekercinin şebboylarını şezlongcunun şebboylarına şeritlerle şişledi.

Som ağızlı şoför şosede şaklabanlık yapıyor. Sizin damda var beş boz başlı beş boz ördek, bizim damda var beş boz başlı beş boz ördek. Sizin damdaki var beş boz başlı beş boz ördek, bizim damdaki var beş boz başlı beş boz ördeğe: "Siz de bizcileyin var beş boz başlı beş boz ördek misiniz?" demiş.

T

Dil ucu diş etlerine değdirilerek çıkarılır. Ötümsüz, patlamalı diş ardı ünsüzüdür. Al bu takatukaları takatukacıya takatukalatmaya götür. Takatukacı takatukaları takatukalamam derse takatukaları takatukacıdan takatukalatmadan al da getir. Tıraşlı tırtıl tıpacı, tıknaz tırnaklarını tıkır tıkır tıkırdattı. Tembel teyze terliklerini teker teker tefeci terli Tekin'in tepesinden temiz tekire fırlattı. Tülbentçi Tülin, tülbentlerini tütsüyle ütületti, tütsületti.


U

Kalın, dar ve yuvarlak bir ünlüdür. Dudaklar ön kısımda oldukça daralacak şekilde yuvarlaklaşır ve ağzın arka kısmında bu ses oluşur. Yabancı dillerden dilimize girmiş kelimelerde bu sesin uzun söylenişi de vardır. Örnek; hükûmet, sükût, bûse, lüzûm, hukûk, nûr. Uluborlulu utangaç Ulviye ile Urlalı uğursuz Ulvi uğraşa uğraşa Urfadaki urgancılara uzun uzun, ulam ulam urgan sattılar. Umdum umdum; geri yumdum.

Uykudaki ustasının usturasına usanmadan, usulcacık, upuzun uzandı.

Ü

İnce, dar ve yuvarlak ünlüdür. Dudaklar ön kısımda oldukça daralacak şekilde yuvarlaklaşır ve ağzın ön kısmında bu ses oluşur.

Üzüm üzüm üzdü beni, yüzüm yüzüm yüzdü beni.

Ürdünlü ünlü üfürükçü Üryani, Ünye, Üsküdar, Ürgüp üzerinden ülküdaşlarına üstüpü, üstübeç, üvez, üzüm, üzengitaşı ve üzünç götürürken, Üveyik'ten ürüyerek üvendirelerini sürüyerek yürüyen üçkağıtçı ütücülerin ürküntü üreten ünü batasica ünlemleriyle ürküverdi.

V

Diş dudak ünsüzüdür. Üst dişlerin alt dudağa saplanırcasına yapışmaları sonucunda çıkar. Ötümlü ve patlamalıdır.

Vanlı valinin valizindeki vazoları vantuzlayan vahşi vatman valizi vapura verdi. Voltacı voleybolcu votkacı viyolonselciyi voleybolda yendi. Vırvırcı Vedia ile vıdı vıdı Veli, velinimetleri vatman Vahit'e vilayette veda edip Vefa’ya doğru vaveylasız, velavasız velespitle volta vururlarken voleybolcu Vatran virtüöz Vicdani ve Viranşehirli vatansever viyolonselist Vecibe ile karşılaştılar.


Y

Çıkış yeri damak olan bu ses, dilin ortasının sert damağa doğru yükselmesiyle çıkar. Türkçede yarı ünlü özellik taşıyan bir sestir. Ünlüleri daraltıcı özelliği de vardır.

Yalancıoğlu yalıncık Yayladağının yahnisini yağsız yiyebilirse de Yayladağının yağlı yoğurdundan, Yüksekova'nın yusyumru yumurta yumurtlayan tavuklarından, bir de yörük ayranıyla yufkasından asla vaz geçemez.

Yüce yürekli yüzbaşı yüzsüzlerle yürüyüşte yüzüklü yüncülere yüz vermedi.

Yoksul yoğurtçu yol bilir Yozgatlı, yoksulluktan yobaz yontulmamış yolcuya yoluk yoluk yolunmuş yorganını yolladı.

Z

Sızıcı, ötümlü bir diş eti ünsüzüdür. Dilin alt diş etlerine temasıyla aradan sızarak çıkar. Dil diş aralına kayarsa peltek olarak çıkar.


Bizde bize biz derler. Sizde bize ne derler?

Zonguldaklı Zaloğlu Zöhre'nin kızı Zühal zibidi Zeki'ye ziyafet zerk etti.

Zırdeli, zırzırdeli, hınzırdeli.

Zevzek Zeki zehir zerrelerini zeminlikte Zerrin'in zevki zeybek zenciye zerkledi. Zonguldaklı Zaloğlu Zöhre'nin kızı Zühal, zibidi Zeki'yi ziyafetle zil zurna görünce zıvanadan çıkmış: “Beri bak zibidi Zeki" demiş. “sen zevç değil zahiren zahireci, zalim, zevzek, zikzaklı, züğürt, züppe, zırtapozun ve de zerzevatın, zirzopun tekisin.”


k-r; s-ş-z


Bu tarlaya bir şinik kekere mekere ekmişler. Şu tarlaya da bir şinik kekere mekere ekmişler. Bu tarlaya ekilen bir şinik kekere mekereye boz ala, boz başlı, boz tüylü bir boz pis porsuk dadanmış. Şu tarlaya ekilen bir şinik kekere mekereye de boz ala, boz başlı, boz tüylü bir boz pis porsuk dadanmış. Bu tarlaya ekilen bir şinik kekere mekereye dadanan boz ala, boz başlı, boz tüylü, boz pis porsuk, şu tarlaya ekilen bir şinik kekere mekereye dadanan boz ala, boz başlı, boz tüylü boz pis porsuğa; "Sen ne zamandan beri o tarlaya ekilen bir şinik kekere mekereye dadanan boz ala, boz başlı, boz tüylü boz pis porsuksun?” demiş. O tarlaya ekilen bir şinik kekere mekereye dadanan boz ala, boz başlı boz tüylü boz pis porsuk, bu tarlaya ekilen bir şinik kekere mekereye dadanan boz ala, boz başlı, boz tüylü boz pis porsuğa; "Sen ne zamandan beri o tarlaya ekilen bir şinik kekere mekereye dadanan boz ala, boz başlı, boz tüylü boz pis porsuksan ben de o zamandan beri bu tarlaya ekilen bir şinik kekere mekereye dadanan boz ala, boz başlı, boz tüylü boz pis porsuğum” demiş.


k-r


Bizim tarlaya iki kırat ekrem kükrem ektik. Bu tarlaya bir erkek kürkü yarık kel kör kirpi, bir dişi kürkü yarık kel kör kirpi dadandı. Bilmiyorum ki erkek kürkü yarık kel kör kirpinin kürkünü dişi kürkü yarık kel kör kirpinin kürküne mi yamasam, Bilmiyorum ki dişi kürkü yarık kel kör kirpinin kürkünü erkek kürkü yarık kel kör kirpinin kürküne mi yamasam.

d-l-t-r-k

Şu karşıda bir dal, dalda bir kartal; dal sarkar, kartal kalkar; kartal kalkar, dal sarkar. Dal kalkar, kartal sarkar, kantar tartar. Şu karşıdaki kara kuru kavak, karardın mı ey kara kuru kavak, sarardın mı ey kara kuru kavak!


l-m


Eller bazlamalandı da biz bazlamalanamadık.


g-k; g-c


Ocak kıvılcımlandırıcılardan mısın? Kapı gıcırdamalardan mısın? Ne kapı gıcırdatıcılardanım. Ne ocak kıvılcımlandırıcılardanım.


n-l-m


Bu duvarı badanalamalı mı badanalamamalı mı?


b-p


Bir pirinci birinci buluşta bir inci gibi birbirlerine bağlayıp Perlepe berberi bastıbacak Bedri ile beraber Bursa bağrına parasız giden bu paytak budala, basası topal Sadi'den biberli bir papara yedi.


t-d


Titiz, temiz, tendürüst dadım; tadını tattığı tere demetini dide dide dağıttı da hiddetinden hem dut dalında takılı duran dırıltı düdüğünü öttürdü, hem de didine didine dedim dedi, dedim dedi dedi durdu.


t-ç-s


Üstü üç taşlı taç saplı üç tunç tası çaldıran mı çabuk çıldırır, yoksa iç içe yüz ton saç kaplı çanı kaldıran mı çabuk çıldırır? Üç tunç tas has kayısı hoşafı.


b-ş-z


Sizin damda var beş boz başlı beş boz ördek, bizim damda var beş boz başlı beş boz ördek. Sizin damdaki beş boz başlı beş boz ördek, bizim damdaki beş boz başlı beş boz ördeğe: siz de bizcileyin beş boz başlı beş boz ördek misiniz demiş.



86 görüntüleme0 yorum

İlgili Yazılar

Hepsini Gör

Comments


hediye-karti.png

Sevdiklerini Mutlu Etmenin

Şimdi Tam Zamanı

İhtiyacın Olan Şey

Kendine Bir İyilik Yapmak

bottom of page