Evrensel Ese
- KARANU SERVER
- 24 Oca
- 4 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 2 Mar
Evrensel Erkeler

EVRENSEL ERKELERİN BİLİNEN TARİHİ
Evrensel Erkenin tarihi hakkında bilgi bize göre yakın tarih, bilimcilere göre karanlık çağ dedikleri; insanlık tarihinde Aydınlık Çağımıza yani bizim şimdiki halimiz olan beşer 3. Ve 4. Yoğunluk durumumuzdan önceki 5. Yoğunluk insan zamanımıza dayanır. Son dönemki bulgular sonucunda, Evrensel Erke (kozmik enerji) ile ilgilenen ve eğitimini almış kişiler bilirler ki Farun Buddha kanalı ilk bilinen erke kanalıdır ve Sağaltım (Buddha/birinci/medikal) bloğunun anahtarıdır.
Yanlış bir inanışla Farun Buddha kanalının isminin Budizm’in kurucusu Sakya Türkü olan Bugut (-gövde yapısı olarak- “geyiğe benzeyen” anlamında) ve islâmi bakışta Zulkifl peygamber olduğuna inanılan, klan adı sanskritçe Gautama veya Pali dilinde Gotama; kendisine verilen isim sanskritçe “Siddhartha” veya Pali dilinde “Siddhattha” (amacına ulaşan) olan Buddha’dan geldiği düşünülür. Oysaki Farun Buddha kanalının bu ruhani öğretmenle arasında ilişki onun da bu kanal aracılığıyla aydınlanması yüksek olasılığıdır.
Buddha sözcüğü ise Hindistan’da kullanılan Sanskrit dilinin eski halinden gelen bir sözcüktür. Sözcüğün asıl hali “budh” olarak geçer ve aslında bir fiildir. Buddha ise bu kelimenin geçmiş zaman kipidir. Budh kelimesi uyanmak anlamını taşır. Buddha kelimesi ise tam olarak uyanmış anlamını taşır.
Fa’roon kelimesi ise Eski Mısır dilinde kullanılan bir terimdir. Bu terimin anlamı ayakta duran, iskelet anlamını taşır. Evrensel Erkelerle ile ilgilenen kişiler bilirler ki Faroon adında bir titreylem (frekans) vardır ve iskelet sistemine etki ederek çalışır. Dolayısıyla Fa’roon terimi beşer, insan ve hatta adamı içine alan kişi anlamına gelmektedir. Faroon Buddha titreyleminin adı tam olarak İnsanın Uyanışı anlamını taşır. Dolayısıyla Farun Buddha titreylemi gezegenimize indiğinde kişinin Kut’landığı anlaşılır.
Evrenin yoğunluklardan ve boyutlardan oluştuğunu ve bunların evren içinde iç içe olduğunu biliriz. Gökadalar (Galaksiler) hareket halinde oldukları için bir yoğunluktan başka bir yoğunluğa geçerler. Bizlerde bu yoğunluklar içindeki titreylemlere uyumlandıkça boyutlarda yükseliriz. Bilinenin aksine biz söylem olarak 3. Boyutta değil 4. Yoğunluğa uyumlanmış olarak, çoğunlukla 4. Boyutunda yaşıyoruz. Gövde birinci boyutta ilk yaratıldığında bilinçsiz ve şuursuzdur. İkinci boyutta Bellek yani Erkel Gövde (enerjetik beden) gelişti, üçüncü boyuta geçişte üçüncü boyutun titreylemleri ile uyanış başlayarak ve Anlak’ı gelişti. Dördüncü boyutta ise Bilinç’i gelişti. Üst üçlüde ise sırasıyla Algı, Sezgi, İstenç’imiz vardır. Bu yüzden Farun Buddha titreylemi yedi katmanlı yapımızın titreylemidir. Fakat Evrensel Ese öğretisinde üçüncü ve dördüncü yoğunluk titreylemleri bulunmaktadır. Bolşaya HUTTA öğretisi ise tamamen dördüncü yoğunluk titreylemleridir.
Farun Buddha titreyleminin açılımından sonra Firast ve Shaon kanallarını incelediğimizde, Firast Eski Mısır Işını ve Shaon ise Eski Mısır Kumu olarak karşımıza çıkar. Buna göre Evrensel Erkelerin bilinen tarihi Eski Mısır’a dayandırılır. Yani titreylemler hem Eski Mısır’da hem de Eski Hindistan’da görülmektedir.
Kahire’ye 150 km, denize ise 50 km mesafede bulunan Sais Tapınağındaki taş tabletler Mısır halkının batan bir ülkenin torunları olduğunu anlatmaktadır. Ayrıca Giza piramitinin önündeki bulunan Sfenks bilindiği gibi piramitlerle aynı zamanda yapılmamıştır. Bu durumda Farun Buddha titreyleminin Atlantisliler tarafından kullanılıp Mısırlılara miras bırakıldığına inanılır. Çünkü daha sonra gelen titreylemler Mısır ile ilişkilendirilmiştir. Ama aslında Atlantis’ten değil bir önceki önceki tufandan önce Mu’dan Tibet’e oradan Eski Mısır’a aktarılmıştır.
Mısır dan sonra titreylemleri Hindistan’da görmeye başlıyoruz. Yogilerin bu kanalları kullanarak başka titreylemlere ulaştığı da bilinmektedir. Agni kanalını buna örnek gösterebiliriz.
Fakat bu bilgi batının bilgisidir. Biz Türkler Akyıldız (Sirius) Dizgesinden Güneş Dizgesine geldiğimizden beri bu ve bundan çok daha yüksek Evrensel Erkeleri birçok farklı amaçla kullanıyoruz. Ne zamanki beşer hale düşürüldük milyarlarca yıllık göksel yaşamımızı unuttuk. Dolayısıyla bugünkü bilgimiz, milyonlarca yıllık beşer yaşamımızın çok kısa bir sürevini betimler.
Yakın tarihimizde ise titreylemlerin kullanımını Tibet’te de olduğu farkedildi. 1923-1924 yılları arasında Elena-Nikolay REORİCH adlı Rus araştırmacı çift Altaylar ve Tibet’e yaptığı seyahatlerde Evrensel Erkeler ile ilgili el yazmalarına ulaşmış ve bu titreylemlere uyumlanarak çalışmaya başlamışlardır. Hindistan’ın Kullu vadisinde kurdukları Urusvati araştırma enstitüsünde bu titreylemlerle ile bir takım çalışımlar yapmışlardır. Nikolay Reorich’in ölümünün ardından oğlu Svetoslav Reorich Evrensel Erkeler ile ilgili tüm deney sonuçlarını Rus gizli istihbaratına vermiştir.
Günümüze bu titreylemlerin bilgilerini taşıyan ve bu titreylemler ile bir çalışma metodu yaratan kişi yine Rus vatandaşı subay ve doktor Vladimir A. Petrov’dur. Sovyetler Birliği zamanında tıp doktoru olan kişilere devlet aynı zamanda subaylık unvanı da veriyordu. Bir onkoloji doktoru olan Petrov kanserli hastaları tedavi ederken güncel tıbbın yanında kadim tıp olarak biyoenerji ve kamla ve şamanlardan öğrendiği bir takım güncel tıpla birlikte sağaltımlar da kullanıyordu. Petrov 1984 yılında Özbekistan bölgesinde Lunni Svet adında bir yaşamerke (biyoenerji) okulu açmıştır.
1991 yılında Sovyetler Birliğinin dağılmasının ardından, doktor ve aynı zamanda subay olması nedeniyle gizli istihbaratın elinde bulunan Evrensel Erkeler ile ilgili belgeler eline geçmiştir. Bu bilgiler ışığında Tibet’e seyahat eden Petrov Tibet rahipleri tarafından 12 tane Evrensel Erke titreylemine uyumlanmış ve rahipler tarafından eğitilmiştir. Petrov rahipler tarafından uyumlandığında bir titreylemin başka bir insana aktarılmasının sırrını Petrov’a vermemişlerdir. Petrov daha sonraları çalıştığı Yogaçaryaların bilgisi ışığında Sanastroika adında bir uyumlama şekli geliştirmiştir. En büyük başarısı budur.
Petrov uyumlandığı zaman sadece 12 titreylem vardı. Kendisi bir akademisyen olan Petrov bu titreylemlerin nasıl çalıştığını ve insan gövdesinde ne tür tepkimeler yaptığını araştırmak için Novasibirky de kurduğu laboratuvarda araştırmalara başlamış ve başka titreylemlerinde var olduğunu keşfetmiştir. Ardından Karelya Cumhuriyetinde kurduğu başka bir laboratuvarda çalışmalarına devam etmiştir. Öğretinin içinde bulunan Sağaltım (medikal) Blok ve Sihir Bloğu ilk laboratuvarda meydana gelmiştir. Magester Blok ve bolşaya hutta ise Karelya’da oluşmuştur. Var olan 12 titreylemin dışında 57 titreylem daha keşfetmiş ve 69 titreylem ile bir çalışma metodu yaratmış ve kozmoenergetika ismi altında öğretisini yaymaya başlamıştır. 1994 yılında Moskova’da Evrensel Erkeler okulunu kurmuştur. İlk öğrencilerinin çoğu Özbek ve Rus asıllıdır.
Petrov öğretinin bozulmaması için çok çaba sarf etmiştir. 2005 yılında kendi uyumlama şekli olan “teknologia sanastroika” uyumlama teknolojisini Dünya Mülkiyetler Odasına kaydettirmiştir. Oluşturduğu metot dünyaya hızla yayılmaktadır. Petrov’un Evrensel Erkeler ile ilgili tüm doküman ve belgeler Rus Yazarları Birliği tarafından koruma altına alınmıştır.